31 Aralık 2011 Cumartesi

Türk korsanlar dünya devini şaşkına çevirdi



Microsoft Türkiye Telif Hakları Müdürü Ozan Öncel, polisin yaptığı çalışmalar sonucunda Mikrosoft Bilgisayar adında bir şirketin...


Microsoft Türkiye Telif Hakları Müdürü Ozan Öncel, polisin yaptığı çalışmalar sonucunda Mikrosoft Bilgisayar adında bir şirketin, aralarında Microsoft ürünlerinin de bulunduğu kaçak yazılım ve korsan filmlerin satışını yaptığının tespit edildiğini, Microsoft’un da müdahil olduğu davada, telif haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezası uygulandığını bildirdi.

Öncel, fikri mülkiyet ve telif haklarının ihlal edilmesinin yol açtığı sorunlar ve Microsoft’un bu konudaki çalışmalarına ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, bu konuda şirketler ve kullanıcılar nezdinde farkındalık çalışmaları yürüttüklerini söyledi.

Microsoft’un 2011 üçüncü çeyreği sonunda yayınlanan Güvenlik İstihbarat Raporuna göre, istenmeyen yazılımlardan en çok etkilenen ülkeler sıralamasında Türkiye’nin, Katar, Pakistan ve Filistin’in ardından 4. sırada yer aldığına işaret eden Öncel, bu durumun, Türkiye’de korsan yazılım kullanım oranının yüzde 62 seviyesinde bulunmasıyla yakından ilgili olduğunu söyledi. Öncel, telif hakları ihlalinin, bilgi teknolojileri sektöründe 150 milyon dolarlık kayba neden olduğunun altını çizdi.

Öncel, Türkiye’nin 4. sırada yer almasında, korsan oranının yüksekliği, güvenlik yazılımlarının kullanımı konusunda bilinç oluşturulmaması ve internet kullanımında çok hızlı büyümenin etkili olabileceğini kaydetti.

Bu verilere bakıldığında, Türkiye’nin sanal suçlara gebe durumda olduğunu ifade eden Öncel, "Buradaki riski bertaraf etmek, korsanla mücadeleyle başlar.

Ayrıca güvenlik ürünleriyle ilgili farkındalığın artırılması da önemli" dedi.

"Mikrosoft adıyla, korsan Microsoft yazılımları satıyorlardı"

Telif hakları ihlallerine ilişkin bir örnek veren Öncel, bu kişilerin Mikrosoft adını kullanacak kadar ileri gittiklerini belirterek; Mikrosoft Bilgisayar adıyla faaliyet gösteren, Windows ürünlerinin ve filmlerin de aralarında bulunduğu korsan ürünlerin satışını gerçekleştiren firmanın polisin çalışmaları sonucunda yakalandığını ve kendilerinin de müdahil olduğu dava sonucunda firma sahibinin 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığını anlattı.

Öncel, geçmişte korsan yazılım satışı gerçekleştirenlerin az bir para cezasıyla kurtulacağı görüşü yaygınken, son dönemde bu tür suçlara hapis cezasının verilme ve uygulanma oranının arttığını söyledi.

Halihazırda devam eden bir davada ise piyasa değerinin çok altında satış yapan bir firmanın, eski bilgisayarlar üzerindeki lisans etiketlerini söküp yeni bilgisayarlara takarak sahte lisanslı ürünleri son kullanıcılara sattığını, bunun da satış kanalından kendilerine gelen şikayetler üzerine fark ettiklerini kaydeden Öncel, telif haklarını ihlal eden suçların bu şekilde dolandırıcılığa kadar geniş bir yelpazeyi içerdiğini belirtti.

"Fikir hakkı çalan şirkete, ABD’ye ürün ihraç etme izni verilmiyor"

ABD’nin 39 eyaletinde haksız rekabet kanunu kapsamında, bu ülkeye ihraç edilecek malların üretiminde çocuk işçi çalıştırılmaması, hijyen kurallarına uyulması gibi lisanslı yazılım kullanılmasının da gerekli şart haline geldiğini aktaran Öncel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Fikir hakkı çalan bir şirketsen, ABD’ye ürün ihraç etmene izin verilmiyor. ’Korsan yazılımla yapılan her faaliyette mutlaka güvenlik açığı olduğu için, senin benim ülkeme gönderdiğin ürüne ilişkin bilgi birikiminin çalınmasına da izin veriyorsun’ deniliyor. Bu ihracatçılarımız için de bir fırsat. ABD’ye ihracat yaparken, örneğin Çinli bir firmayla rekabet ediyorsa ve Çinli firma şüphe uyandırıyorsa, ABD’li makamlara başvurarak, ’Burada haksız rekabet var. Ben lisanslarımı ödüyorum. Bu benim için bir maliyet ama rakibim için maliyet değil’ diyebilir ve bunun düzeltilmesi yönünde girişimde bulunabiliyor. Düzeltilmediği takdirde mahkeme o firmanın ABD’ye ihracatını engelleyebiliyor. Bu kanun tipinin dünya genelinde yaygınlaşacağını düşünüyoruz." -"Sahte ürünlerle kurulan bilgi işlem altyapısı, bir yerde çöker"- Öncel, bilgi teknolojileri sektörünün büyüyebilmesi için yüzde 62 oranındaki korsan yazılım kullanım oranının, gelişmiş ülkelerdeki yüzde 20’ler seviyesine çekilmesinin önemini vurgulayarak, bu oranda her yıl yüzde 1’lik bir gerileme yaşandığını ancak daha hızlı ilerleme için daha etkin davranılması gerektiğini söyledi.

Burada ilerleme kaydedilmesiyle birlikte firmaların yatırım yapabileceğini, istihdamın artacağını, ARGE çalışmalarına kaynak aktarılabileceğini kaydeden Öncel, "Türkiye bilgi teknolojileri sektörünün en büyük derdi, firmaların ancak kendi kendilerini devam ettirebilmeleri. Microsoft yıllık 11 milyar dolar ARGE yatırımı yapıyor. Bu ölçekte olmasa bile bizim bilgi teknolojileri şirketlerimizin de ARGE yapması ve bunun için de para kazanıyor olması lazım" diye konuştu.

Ozan Öncel, sahte ve sakat ürünlerle kurulan bilgi işlem altyapısının bir depremde binaların çökmesi gibi bir yerde mutlaka çökeceğini ifade etti.

FATİH projesi gibi kamuoyunu, öğrencileri de ilgilendiren büyük projelerde, tek rekabet unsurunun fiyat olmadığını belirten Öncel, "Kullanılacak ürünün güvenlik açığı çıktığında ürünün sahibi firma kimdir ve ne kadar zamanda bu güvenlik açığını kapatır. Bunu da sormak çok önemli" dedi.

30 Aralık 2011 Cuma

ABD "süper" casus helikopter geliştirdi


Amerikan ordusu, yüksek çözünürlüklü görüntüleme sistemlerine sahip insansız helikopterler geliştirdiğini açıkladı.


Askeri yetkililer, yeni helikopterlerin eşsiz bir izleme kapasitesine sahip olduğunu söyledi.

Helikopterlerden üçünün Mayıs ya da Haziran'dan itibaren Afganistan'da konuşlandırılacağı bildirildi.

Bu helikopterleri Boeing üretti. Ancak ileride diğer şirketlerin de ihaleye girebileceği belirtiliyor.

A160 Hummingbird (Sinekkuşu) sistemleri dikine kalkış ve iniş yapabiliyor. Bu nedenle piste ihtiyaç duyulmuyor.

Askeri yetkililere göre yeni helikopterler havada belli bir noktada asılı kalabiliyor. Diğer insansız araçlarda bu özellik yok.

Helikopterlerin Orta Doğu'ya sevk edilmeden önce Arizona'da deneneceği belirtiliyor.

İnsansız helikopterler, bu yılın başlarında geliştirilen Argus-IS çoklu görüntüleme sistemlerine sahip. Argus, Yunan mitolojisindeki 100 gözlü dev.

Bu teknoloji, taktik görevlerde kullanılan en gelişmiş video sensörleri kullanıyor. 1,8 gigapiksel kameralar cep telefonlarındaki 2 megapiksel kameralardan 900 kat daha keskin görüntü sağlıyor. Kumanda merkezine saniyede 10 kare hızında gerçek zamanlı görüntü aktarılabiliyor.

Casus helikopterler, 6.1 kilometre yükseklikten 168 kilometre karelik bir alanı tarayabiliyor. Aynı anda 65 hedef izlenebiliyor. Araçlar, insanlar ve diğer nesneler farklı yönlere hareket etseler bile takip edilebiliyor.








iPhone 5'in İlk Özelliği Ne?

Apple'ın gelecek yıl satışa sunulması beklenen telefonunun ortaya çıkan ilközelliği bu mu?

iPhone 4S'in ardından iPhone 5'le ilgili iddiaların sayısı yeni yıla girmeye sayılı günler kala yine artış gösterdi.

Boy Genius Report'a göre olası bir iPhone 5'in tasarımında diğer iPhone'lara nazaran önemli bir fark olacak. Bu fark iPhone'un arka yüzünün tamamen metalkaplamayla donatılacak olması.

Ancak iPhone 5'lerin kendinden bu özellikle gelmesi çok da büyük bir yenilikdeğil; zira iPhone 4 veya iPhone 4S'e sahip olan kullanıcılar üçüncü partiüreticilerin kılıflarını alarak da metal kaplama bir iPhone'a sahip olabiliyor.

28 Aralık 2011 Çarşamba

Bir yanda gözyaşı diğer yanda kutlama


Kuzey Kore'nin 17 Aralık'ta kalp krizinden hayatını kaybeden lideri Kim Jong Il için görkemli bir cenaze töreni düzenlendi. Kuzey'de gözyaşı sel olurken, Güney Koreliler Kim'in ölümünü havai fişek atarak kutladı.


Kuzey Kore devlet televizyonu, Kim'in en küçük oğlu ve halefi Kim Jong Un'un, babasının cenaze arabasının yanında yürürken çekilen görüntülerini ekrana getirdi.
Kim Jong Un'a, amcası Jang Song-Thaek, İşçi Partisi’nin üst düzey isimleri Kim Ki-Nam ve Choe Thae-Bok, Genelkurmay Başkanı Ri Yong-Ho, Silahlı Kuvvetler Bakanı Kim Yong-Çun ile askeri idare ve örgütlenmeden sorumlu Kim Jong-Gak eşlik etti.

Analistler, bu dizilişin, nükleer güce sahip ve açlık içindeki ülkenin başına geçen deneyimsiz Kim Jong Un üzerinde hangi isimlerin etkili olacağı konusunda ipucu verdiğini belirtti.

Yoğun kar yağışına rağmen on binlerce kişinin katıldığı törende, cenaze arabasının bulunduğu kortej, başkent Pyongyang yollarından geçerek Kim Il Sung Meydanı'na ulaştıktan sonra tekrar Kumsusan Mozolesi'ne döndü.


GÖZYAŞLARI SEL OLDU
Yaklaşık üç saat süren cenaze törenine katılan Kuzey Korelilerin, tören boyunca ağladığı görüldü.


Ülkeyi 1994'ten bu yana yöneten Kim Jong Il için, cenaze arabasına konulmadan önce Kumsusan Mozolesi'ndeki kutsal bir alanda özel tören yapıldığı sanılıyor.
Kuzey Kore basını, Kim Jong Il'in ölümünün ardından oğlu Kim Jong Un'un ülkeyi idare eden İşçi Partisi'nin Merkez Komitesi başkanlığına getirildiğini duyurmuştu. Bu gelişmeyle, Kim Jong Un ülkenin en yüksek karar alma mekanizmasının da başına geçmiş oldu. Devlet medyası ayrıca Kim Jong Un'u silahlı kuvvetlerin başkomutanı olarak niteliyor.



KIM JONG IL KARŞITLARI KUTLAMA YAPTI
Kuzey Kore'de gözyaşları sel olurken, Güney'de tam tersi bir hava hakim.

Kore Savaşı'nda yer alan askerler, Kuzey Kore'den kaçan siviller ve yerel halkın katıldığı kutlama gösterilerinde, Kim Jong Il karşıtı etkinlikler düzenlendi.
"Sevgili Lider" karşıtları, Kuzey Kore'nin eski lideri ve ailesiyle dalga geçen posterler açtı, şampanya patlattı hatta havai fişek gösterisi düzenledi.




27 Aralık 2011 Salı

Su alan gemide 2 kişi kalpten öldü


İstanbul'dan İsrail'e giden Türk Bayraklı “Doğu Haşlaman” adlı kargo gemisi Seferihisar açıklarında batmaya başladı. Gemideki 2 mürettebat geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirirken, kaptan ile 8 mürettebat İzmir’e getirildi. 
İsrail’e gitmek üzere bin 700 ton gübre götürmek üzere İstanbul’dan yola çıkanT ürk Bayraklı “Doğu Haşlaman” adlı kargo gemisi, Seferihisar İlçesi’nin 19 mil, Çeşme’nin de 23 mil açığındaki Yunanistan’a bağlı Sakız ve Nikanos Adaları arasında makine dairesi su alınca batmaya başladı. Bu sırada paniğe kapılan mürettebattan ikisi, geçirdikleri kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Geminin acil yardım çağrısı üzerine bölgeye Sahil Güvenlik ekipleri hareket etti. 
Kısa süre sonra olay yerineulaşan ekipler, gemi kaptanı ile 8 mürettebatı botlarla Çeşme Limanı’na getirdi. İzmir’den giden askeri helikopter, kalp krizi sonucu öldüğü belirtilen iki gemicinin cesedini İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirdi. Doktorların yeniden hayata döndürme çabası sonuçsuz kaldı. Ölen gemi personelinin birinin 64 yaşındaki Sadettin Akdemir olduğu bildirilirken, diğer denizcinin üzerinden kimlik çıkmadı.
Geminin makine dairesinin hızla su almaya devam ettiği ve kurtarılmasının imkansız olduğu kaydedildi.  
Bu arada, su alan gemiden yardım çağrısı alan Yunan Sahil Güvenlik ekiplerinin yardım etmek istediği, ancak mürettebatın Türk Sahil Güvenlik ekiplerini bekledikleri ileri sürüldü.

Türkiye-Suriye sınırında sıcak temas

Şam yönetimi, Türkiye sınırından Suriye'ye sızmaya çalışan bir grup silahlı teröristin öldürüldüğünü açıkladı.




Devlet ajansı SANA'da yer alan habere göre, İdlib'de Suriye güvenlik güçlerinin Türk sınırından sızmaya çalışan silahlı bir terör grubuna yardım etmeye çalışan bir terör grubuyla çatışmaya girdiği belirtildi.

SANA'nın Suriye ordusu kaynaklarına dayandırdığı haberinde, silahlı grubun bazılarının öldürüldüğü bazılarının ise yaralı olarak kaçtığı vurgulandı. Silahlı grubun yanındaki askeri üniforma, cep telefonları, sahte kimlik, silah ve mühimmata el konulduğu belirtildi.

Haberde silahlı grubun bazı elemanlarının Türkiye topraklarına doğru kaçtığı iddia edilerek, ele geçirilen teçhizatlarla Suriye topraklarında saldırı ve katliam planlandığı savunuldu.

Arap Birliği gözlemcilerinden 10 kişilik bir heyet bugün İdlib kentinde incelemelerde bulunuyor.

HUMUS'TA PETROL BORU HATTINA SALDIRI
Resmi haber ajansı SANA'da yer alan başka bir haberde de, terörist grupların Humus kentinde bir petrol boru hattına saldırıda bulunduğu belirtildi. Rastan bölgesindeki petrol boru hattı daha önce defalarca saldırıya uğramıştı. 

Değeri 2.47 milyon TL



Almanya'nın Köln kentinde Türk iş adamı Yahya Fırat'a ait Diamonds eğlence mekanında sergilenen 1 milyon euro (2.47 milyon TL) değerindeki içki şişesi büyük ilgi gördü.


Dünyanın en pahalı içki şişesi olma özelliğini taşıyan şişe saf ve beyaz altın, pırlanta ve Swarovski taşlarıyla kaplanmış.
 
Grinch-Glamour Night partisinde görücüye çıkan “White Sun Wodka” adlı şişeyi korumak için gece boyunca üç özel güvenlik görevlisi görev yaptı.
Sergilenen şişe daha sonra çelikten yapılmış özel kasasına koyularak korumalar eşliğinde götürüldü.
 
Dünyanın en pahalı içki şişesini mekanında sergileyen Türk iş adamı Yahya Fırat, “Birbirinden ünlü isimleri bu mekanda misafir ettik. Bu gece de bu değerli şişeyi burada sergiledik. 1 milyon avroluk şişeye büyük ilgi oldu ve şişe gerçekten çok etkileyici” dedi.
 
Şişeden içki servisi yapılmazken, Alman basını da etkinliğe yoğun ilgi gösterdi. 

26 Aralık 2011 Pazartesi

Gökyüzünden düşen cismin esrarı çözüldü

Afrika’nın güneybatısındaki Namibya’da geçen ay keşfedilen "uzay topunun" esrarı sonunda çözüldü.



Uzmanlar, yaklaşık 35 santimlik çapı ve 6 kilogramı bulan ağırlığı ile internette büyük yankı uyandıran ve hakkında birçok spekülasyon yapılan cismin, insansız bir roketin yakıtında kullanılan 39 litrelik hidrazin tankı olduğunu belirttiler.
 
Düştüğü noktada 30 santim derinliğinde ve 2 metre genişliğinde bir krater oluşturan metal topun, ilk düştüğü noktanın metrelerce uzağında bulunduğu açıklanmıştı.
 
Bölge sakinleri, metal top bir çiftçi tarafından fark edilmeden bir gece önce patlama sesleri duyduklarını bildirmişlerdi.
 
Kimilerinin UFO’ların varlığına dair bir kanıt olduğunu söyledikleri metal top, ulusal güvenlik konusu olmuş, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı’ndan yardım istenmişti.
 











Pasaport alacaklara önemli uyarı


İstanbul Emniyet Müdürlüğü, pasaport alımı sırasında bazı teknik aksaklıkların yaşandığını, bu nedenle pasaporta acil ihtiyacı olmayanların müracatlarını ertelemesini istedi.


Teknik aksaklıkların yılbaşına kadar sürmesi bekleniyor.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün internet sitesinde yayınlanan uyarıda şu ifadeler kullanıldı:

"Yaşanan teknik aksaklıklardan dolayı müracaat işlemleri uzun zaman almaktadır. Edinilen bilgilere göre bu aksaklıkların yılbaşına kadar devam edebileceği, bu nedenle pasaport müracaatı yapacak vatandaşlarımızın çok acil değilse (acil pasaport ihtiyacı olanlar hariç) müracaatlarını ertelemeleri yada daha ileri bir tarihte yapmaları önemle rica olunur."

25 Aralık 2011 Pazar

Bakanlık'tan skandal karar!


2007'de bir vatandaşın Ankara Medeniyetler Müzesi'ne getirdiği ikieser uzmanların 'orijinal' raporuna rağmen iade edildi.


Durum anlaşıldığında vatandaş da eserler de kayıplara karışmıştı.
 
Ensar Çınar isimli bir vatandaş, 2007’de M.Ö. 4-5. yüzyıla ait olduğu sanılan 2 tane altıntarihi eseri satmak üzere Ankara Medeniyetler Müzesi’ne getirdi. Ancak müze yetkilileri, eserlerin sahte olduğundan şüphelendi. Bunun üzerine Kültür Varlıkları veMüzeler Genel Müdürlüğü, bir üstkomisyonun eseri incelemesini istedi.
 
Radikal'in habere göre, Tekirdağ Müze Müdürü Mehmet Akif Işın, Çanakkale Müzesi’nden Arkeolog Ömer Özden, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden altın takı uzmanı Gülbahar Baran Çelik’ten oluşan komisyon Ankara’ya çağrıldı. Komisyon eserleri yerinde inceledi ve orijinal olduğuna karar verdi. Buraya kadar her şey normalAncak bundan sonra yaşananlar tam bir komedi. Satın alınması gereken eser iade edildi. Sonra tekrar geri istendi. Ancak eserler çoktan kayıplara karışmıştı. Komisyonda görev alan Tekirdağ Müze Müdürü Mehet Akif Işın 2010’da emekliye ayrıldı. Bir Ankara ziyareti sırasında da Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde eserleri görmek istediğini söyledi. Çünküorjinal diye rapor verdikleri eser prosedür gereği vatandaştan parası ödenerek alınmış olması gerekiyordu. Ancak eserler müzede yoktu. Bunun üzerine eserlerin peşine düşen Işın, Kültür veTurizm Bakanlığı’ndan eserlerin akıbetini sordu ve ‘orijinal’ diye rapor verdikleri eserlerin Ensar Kılıç’a iade edildiği cevabını aldı.
 
Önce orijinal sonra sahte
 
İşte o cevap: “Eserlerin orijinal olup olmadıkları hususunda ilgili müze müdürlüğü uzmanları arasında fikir ayrılığı çıkması nedeniyle Tekirdağ Müze Müdürlüğü, İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü veÇanakkale Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü uzmanlarından oluşan bir komisyonun kurulduğu ve anılan komisyonun eserlerin orijinal olduğuna karar verdiği bildirilmiştir. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü uzmanlarınca düzenlenen 31.03.2008 tarihli raporda amphoriskos biçimli takıelemanının sahte olduğu, taşlı sarkacın ise Doğu kökenli olabileceği, çeşitli takı eşyalarına ait parçaların birleştirilmesiyle yeni bir objenin meydana getirildiğinin laboratuvar incelemesinde açıkça görülen lehim ve yapıştırıcı kalıntılarından anlaşıldığı belirtilmiştir. Konunun yeniden değerlendirilmesi amacıyla bir üst komisyon daha kurulması düşünüldüğünden Ensar Kılıç’a iade edilen eser geri istenmiştir.” 2500 yıllık eserler Bakanlığın bu cevabına çok şaşıran Işın şöyle konuştu: “Eğer bizkomisyon olarak uzman değilsek neden çağırdınız. Madem müze bunun orijinal olup olmadığına karar verebilecek bilgi ve tecrübeye sahipti, bizi Ankara’ya neden götürdüler? Eseri inceledik ve 3 uzman olarak bunun orijinal olduğuna karar verdik. İstanbul’dan gelen Gülbahar HXanım altın eserler üzerine uzman. Çanakkale’den gelen Ömer Özden de bu konunun uzmanı. Hatta Ömer bey amphoriskos biçimli eserin bir benzerinin Çanakkale Müzesi’nde olduğunu da söyledi. M.Ö. 4-5. yüzyıla tarihlendirmiştik. Muhtemelen kaçak bir kazıdan çıkarılmışlardı. Milas’ta soyulan tümülüs bile olma ihtimali vardı. Hangi gerekçeyle eseri iade ettiklerini merak ediyorum. Üstelik iade ettikleri eseri Ensar Kılıç’tan yeniden geri istemeleri de bu karmaşık durumun amacını ortaya koyuyor. Eser kesinlikle orijnaldi ve birilerine pazarlanmak üzere geri verildi. Bakanlık bu olayın peşini bırakmamalı. İpin ucu bakalım kime kadar gidecek.”
 
Eser tespiti için uzmanlık komisyonları kurulacak
 
Emekli Müze Müdürü Mehmet Akif Işın’ın iddiaları üzerine biz de kayıp olduğu söylenen eserlerin peşine düştük. Anadolu Medeniyetleri Müzesi yetkilileri konuyla ilgili konuşmak istemedi. Ama KültürBakanlığı kaynaklarından şaşırtıcı bilgilere ulaştık. Uzmanların verdiği ‘eserler orijinal’ raporundan sonra Anadolu Medeniyetleri Müzesi bir ‘değer tespit komisyonu’ oluşturmuş, bu komisyon ise eserin sahte olduğuna karar vererek eseri iade etmişti. Ancak sonradan ne olduysa müze yönetimi eseri yeniden incelemek için geri istemiş ve bu kez de hem Ensar Kılıç hem de tarihi eserlerin çoktan kayıplara karıştığı anlaşılmış. Ancak bu eserler her nedense bakanlıkça aranan ve kayıp eserler arasında görünmüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bu tür olayların sık yaşanmasından dolayı, eserlerin tespiti noktasında ciddi sıkıntılar olduğu ve bu konuda uzmanlık komisyonları oluşturmak içinçalışma başlatıldığı söylendi.

24 Aralık 2011 Cumartesi

Ve İran dediğini yaptı



İran, dünyanın en büyük petroltransit hatlarından biri olan Hürmüz Boğazı’nı da kapsayan geniş bir alanda yapacağını açıkladığı tatbikata bugün başladı.




İran’ın Arapça yayın yapan televizyon kanalıEl Alam’ın bildirdiğine göre, Deniz Kuvvetleri komutanı Amiral Habibullah Sayeri’nin öncekigün duyurduğu Velayet-90 tatbikatı, planlandığı gibi başladı.     

İran donanma güçleri, Hürmüz Boğazı’nın doğusundan, Umman Körfezi’ne ve Aden Körfezi’ne kadar olan 2,000 kilometrelik alanda konuşlandırıldı.

Tahran’ın nükleer programına uygulanan yaptırımlardan dolayı İran ve Batı arasındaki tansiyonun yükseldiği bir dönemde düzenlenen bu tatbikatın başladığı, ABD’nin Basra Körfezi’ndeki güçleri tarafından da doğrulandı.

Washinton, Eylül ayında Körfez’de herhangi bir “yanlış hesaplama” sorununun yaşanmasını önlemek amacıyla Tahran’la bir kırmızı hat kurulmasını önermiş ancak ret cevabı almıştı.

Önceki hafta, İranlı bir milletvekili Tahran’ın bu tatbikatı yapmaktaki amacının Hürmüz Boğazı’nı kapatmak olduğunu öne sürmüştü. Ancak daha sonra Batı ile İran ilişkilerini daha da gerecek vepetrol fiyatlarını fırlatacak bu iddia İran hükümetince yalanlandı.

İran Dışişleri Bakanlığı böyle bir eylemin “gündemde olmadığını” bildirdi ancak gerginliğin açık bir sürtüşmeye dönüşmesi halinde “tepki” göstereceklerini yineledi.

Ölümüne saatler kala yaşama tutundu

Ekim ayında korkunç bir kaza geçiren 21 yaşındaki üniversite öğrencisi yaşam destek ünitesinin fişinin çekilmesine saatler kala mucize eseri hayata tutundu.



Sam Schmid okulda basketbol oynayan ve kayakla ilgilenen başarılı bir sporcuydu. Ekim ayında korkunç bir trafik kazası geçiren Schmid, önce yoğun bakıma alındı ardından da komaya girdi.
Tüm çabalara rağmen aylarca yaşam destek ünitesine bağlı yaşayan Schmid'in yapılan tüm testlerde beyin fonksiyonları durmuş gözüküyordu.
Durumu ailesine açıklayan doktorlar, aile ile birlikte yaşam destek ünitesinin fişini çekme kararını aldı.
Yaşam destek ünitesi sayesinde nefes alan genç adamın belki de ölümüne saatler kala parmağını oynatması ise mucizenin başlangıcı oldu. Öğleden sonra fişinin çekilmesi kararı verilen Schmid, birkaç saat kala iki parmağını havaya kaldırdı. Herkesi şaşırtan genç adam için tekrar testler yapıldı ve beyin fonksiyonlarında umut verici gelişmeler görüldü. Daha sonra rehabilitasyona alınan Schmid şimdi desteklerle yürümeye başladı.


Kredi kartı faizlerinde yeni düzenleme


Merkez Bankası kredi kartlarında Türk lirası işlemlerde uygulanan aylık azami akdi faiz oranını ve aylık azami gecikme faiz oranlarını 1 Ocak 2012’den itibaren artırdı.



Türk lirası işlemlerde aylık azami akdi faiz oranı yüzde 2.34, aylık azami gecikme faizoranı ise yüzde 2.84 olarak uygulanacak. Kredi kartlarında dolar ve euro işlemlerinde uygulanan aylık azami akdi faiz
oranı ile gecikme faiz oranında ise değişikliğe gidilmedi.   

Merkez Bankası’nın Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre kredikartlarında aylık azami akdi faiz oranı Türk lirası için yüzde 2.12’den yüzde 2.34’e çıkarılırken, dolar için yüzde 1.70’te, euro için yüzde 1.64’te sabit tutuldu. Aylık azami gecikme faizi oranı, Türk lirası için yüzde 2.62’den yüzde 2.84’e yükseltilirken, dolar için yüzde 2.20’de, euro için yüzde 2.14’te sabit tutulmasına karar verildi. Karar, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek. 3 aylık dönem için geçerli olacak. 

Uzun oy pusulası tarih olacak




HAVELSAN, geleneksel oy verme işlemini tamamen değiştirebilecekbir cihaz geliştirdi. Oy verme aşamalarını dijital ortama dökenproje eğer kabul görürse uzun oy pusulaları tarihe karışabilir.


HAVELSAN, Türkiye'deki geleneksel oyverme işlemini tamamen değiştirebilecek bircihaz geliştirdi.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'nın bilişim alanında faaliyet gösteren şirketi HAVELSAN, uzun seçim pusulalarını unutturacak bir buluşa imza attı.

HAVELSAN'ın geliştirdiği sistemde, seçilen parti makine üzerinden işleniyor, çıkarılan dijital baskı sandığa atılıyor. Oy verme işlemi makineye kaydedildiğinden mükerrer oy kullanma tarihe karışıyor.

Avrupa ve Amerika'da birçok ülkede tercih edilen elektronik sistem, sandık başında ya da oy verme kabininde oluşabilecek olası usulsüzlüklere karşı geliştirilmiş.
Haberin devamı ↓reklam

Kullanımı çok kolay olan dijital sandıklar oy sayma işlemini de hızlandırıyor.

Seçim sonrası ortaya çıkabilecek iddialar içinse üçlü saklama mekanizması devreye giriyor.

Sistem devreye girdiğinde seçim sonuçlarını almak oy verme işlemi tamamlandığında mümkün olacak.