30 Ocak 2012 Pazartesi

Mumyada kanser bulundu!


Araştırmacılar, 2200 yaşında bir mumyada kanser bulunduğunu açıkladılar...


Kahire’deki Amerikan Üniversitesi profesörü Selime İkram, Portekiz’de ekibiyle birlikte 2 yıl boyunca inceledikleri, 40’lı yaşlarında ölen bir erkeğin mumyasında prostat kanseri teşhis ettiklerini söyledi.
 
İkram, bunun, prostat kanseriyle ilgili bilinen en eski ikinci vaka olduğunu ifade ederek, vakanın, kansere çevrenin değil, genlerin yol açtığı gösterdiğini savundu.
 
Selime İkram, "Eski zamanlarda yaşam koşulları çok farklıydı; işlenmiş gıdalar ya da çevre kirleticileri mevcut değildi. Bu da bizi hastalığın, mutlaka sadece endüstriyel faktörlerle bağlantılı olmadığına inandırıyor" dedi.

Akıllı telefonlarda F Klavye devri

Sony, Xperia S ve sonrasında çıkacak tüm Xperia akıllı telefonlarda Türkçe F klavye desteği sunacağını açıkladı.


Sony Xperia akıllı telefonlar artık Türkçe F klavye desteği ile gelecek. iOS 5 ile birlikte Türkçe F klavye seçeneğinin geleceği duyurulmuş, fakat Apple açıklama yapmadan bu opsiyonu kaldırmıştı.
 
80’lerde Türkiye’deki ilk kişisel bilgisayarların İngilizce Q klavye ile ithal edilmesiyle ülkemize giren Q klavye bugün Türkiye’nin en yaygın klavye düzeni. Ancak, Q klavyenin Türk dilinin harf sıklığına uygun olmaması nedeniyle Türkiye’de klavyeye bakmadan yazabilen kullanıcıların oranı ABD ve Avrupa’ya göre çok daha düşük.
 
Bakanlık düzeyinde yapılan araştırmalarda, Türkçe F klavyenin tuşlara bakmadan yazma alışkanlığını yaygınlaştırarak ekonomide üretkenliği arttıracağı ve bilgi toplumuna dönüşümde genç kuşakların teknolojiye erişimini kolaylaştıracağı belirtiliyor.
 
F klavye, kamu kuruluşlarında ve basında yoğun olarak tercih ediliyor.
 
Türkçe F klavyenin Fatih projesi kapsamında dağıtılacak 10 binlerce tablet bilgisayarda da ön tanımlı olarak sunulması bekleniyor.
 
iPHONE HENÜZ YAPMADI
Apple’ın Mac bilgisayarlarında ve Lenovo’nun yeni dizüstü modellerinde de F klavye opsiyonu mevcut.
 
iOS 5’in beta sürümüne Türkçe F klavye eklenmiş fakat bu özellik daha sonraki sürümlerden çıkarılmıştı.



29 Ocak 2012 Pazar

Facebook şifresini ele geçirip, dolandırdılar

İzmir’de meslek lisesinde makine dersi öğretmeni dolandırıldı.



İzmir’de meslek lisesinde makine dersi öğretmeni olan 43 yaşındaki Refet Ali Kayakıran’ın facebook şifresini kırarak hesabını ele geçiren kişi ya da kişiler, site üzerinden arkadaşlarıyla irtibata geçerek öğrendikleri telefon numaralarına mesaj gönderip, dolandırıcılık yaptı.
 
Çınarlı Endüstri Meslek Lisesi’nde makine dersi öğretmeni olan Refet Ali Kayakıran, geçen 18 Ocak Çarşamba günü, mesai bitimi, Gaziemir’deki evine döndü. Bir süre dinlendikten sonra girmeye çalıştığı internetteki popüler sosyal paylaşım sitesi facebook’taki sayfasını açamayan evli ve 1 çocuk babası, 20 yıllık öğretmen Kayakıran, hesabının başkası tarafından ele geçirildiğini fark etti. Facebook profilindeki kişisel bilgileri ve fotoğraflarının kötü niyetle kullanılabileceğini düşünen Kayakıran, Gaziemir Polis Merkezi’ne giderek şikayetçi oldu. Evine dönen öğretmenin endişesi gerçek oldu.
 
ARKADAŞLARI DOLANDIRILMIŞ
 
Ertesi gün gittiği okulda Kayakıran, gece giremediği facebook’taki hesabı üzerinden arkadaşlarıyla yazışmalar yapıldığını öğrendi. Arkadaşları, "Telefon numaralarımızı istedin. Bir süre sonra telefonumuza, ’Paymo’ adlı bir şirketten ürün ve hizmet adlı mesaj geldi. Bu mesajı onayladığımızda da onay başına 35 TL para kesildi" demeleri üzerine şaşkına dönen Kayakıran, arkadaşlarına durumu anlattı. 
 
Bir kez daha polise giden Kayakıran, dolandırıcılık olayını anlatıp, şikayetçi oldu. Polis ekipleri sanal dolandırıcının kimliğini belirlemek için çalışma başlattı.
 
"DİKKATLİ OLUN"
 
Olayın şokunu halen üzerinden atamadığını dile getiren Kayakıran, "Arkadaşlarıma facebook adresimin başkası tarafından ele geçirildiğini, karakola giderek şikayetçi olduğunu söyledim. O mesajları yollayanın ben olmadığımı anlattım" dedi. Yaklaşık 5 yıldır facebook kullandığını ve böyle birşeyin ilk kez başına geldiğini söyleyen Kayakıran, "Facebook hesabımı açtığımdan beri aynı şifreyi kullanıyorum. Tehlikeli olduğunu söylerlerdi. Bizim de başımıza gelecekmiş. Keşke şifremi daha fazla karakterden oluşturup, sık sık değiştirseydim" dedi.
 
"HER MESAJ GÖNDERENE CEVAP VERMEYELİM"
 
İnsanımızın iyi niyetli olduğunu dile getiren Kayakıran, "Bir arkadaşım mesajı bir kez onaylamış 35 TL almışlar. Diğer bir arkadaşım dört kez onaylamış 140 TL’sini almışlar. Arkadaşlarım bana güvenerek bu mesajları onaylamışlar. Belki daha beni aramayan, belki dolandırıldığının henüz farkına varmayan başka insanlar da var. Bence bu tip mesajları aldığımızda güvenmemeliyiz ve cevap vermemeliyiz" dedi.

Vizesiz Avrupa'ya bir adım kaldı

Avrupa Birliği’nin Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili Tüzüğün iptali için Avukat Selim Sarıibrahimoğlu, Avrupa Birliği Parlamentosu’nu markaja aldı. Avukat Sarıibrahimoğlu’nun başvurusunu inceleme kararı alan Avrupa Parlamentosu’nda vizesiz dolaşım için hukuki süreç başlatıldı. Sarıibrahimoğlu’nun başvurusu üzerine vize yasağı getiren Tüzüğün ilgili maddesinin iptal edilmesi durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği’ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak.



Avrupa Birliği’nin Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili Tüzüğün iptali için Avukat Selim Sarıibrahimoğlu, Avrupa Birliği Parlamentosu’nu markaja aldı. Avukat Sarıibrahimoğlu’nun başvurusunu inceleme kararı alan Avrupa Parlamentosu’nda vizesiz dolaşım için hukuki süreç başlatıldı. Sarıibrahimoğlu’nun başvurusu üzerine vize yasağı getiren Tüzüğün ilgili maddesinin iptal edilmesi durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği’ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak.

Türkiye’ye yönelik "vize sorunu" hukuki bir mesele olduğuna dikkat çeken Avukat Sarıibrahimoğlu, Ege Bölgesi, Samsun ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odaları, Kayseri Ticaret Odası ile Konya Barosu’nun da desteğini alarak, Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili Tüzüğün iptali için bir girişimlerde bulundu. Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili Tüzüğün iptali için bir girişimlerde bulundu. Avrupa Birliği’nin Schengen Antlaşması ile kişilerin serbest dolaşımının sağlanması amacıyla vize uygulamasının kaldırılması yönünde düzenlemeler getirildi. Söz konusu düzenlemeler çerçevesinde, 539/2001 sayılı Tüzük çıkartıldı ve ülkeler "vizeye tabi olanlar" ve "vize uygulamasından muaf olanlar" olarak ikiye bölündü. Türkiye, RomaAnlaşması’nın ayrılmaz bir parçası haline gelen Ankara Anlaşması hükümlerine rağmen Ek-2’de vizeye tabi olmayan ülkeler arasındayken 539/2001 sayılı Tüzüğün Ek-1’ine geçirilerek vize uygulamasına tabi ülkeler arasına konuldu.

-BAŞVURU İNCELEMEYE ALINDI-

Schengen Tüzüğü ile Türkiye’nin kazanılmış haklarına aykırı biçimde vize uygulaması nedeniyle, "dilekçe hakkını" kullanan Avukat Sarıibrahimoğlu, AB hukukuna aykırı uygulamanın kaldırılması için AB Parlamentosu’na başvurdu. Söz konusu başvuru, AB Parlamentosu tarafından kayıt altına alındı ve başvurunun hukuken kabul edilip edilemeyeceğine ilişkin incelemeye geçildi. İlk başvuru 28 ülkeye tercüme edilerek gönderildi. AB Parlamentosu ile yapılan görüşmeler sonucunda "Dilekçe Komitesi Başkanı Ermiria Mazzoni" tarafından 4 Aralık 2011 tarihli yazı ile Sarıibrahimoğlu’nun başvurusu "admissible" yani kabul edilebilir bulundu. Bu çerçevede vizesiz dolaşım için hukuki süreç başlatıldı. Başvuru önümüzdeki günlerde Avrupa Parlamentosu’na sevk edilecek. Türkiye-AB Karma Parlamentosu Komisyonu’nun görüşünün alınmasının ardından Sarıibrahimoğlu’nun başvurusu AB Parlamentosu’nda oylanacak. Sonucun olumlu çıkması durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği’ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak. Sarıibrahimoğlu Ankara Antlaşması ve Katma Protokolü gereğince, serbest dolaşım hakkının, Türk işgücüne yasal olarak verildiğinin altını çizerek, "Bu noktada, AB Mahkemelerinin vermiş oldukları emsal kararlarda kabul edildiği üzere, mevcut haklardan dönülebilmesi ve bu çerçeve mevcut durumdan daha alt bir statüye sokulması da (standstill kuralı) mümkün değildir" dedi.

-MADDE İPTAL EDİLİRSE VİZE ŞARTI KALKACAK-
Haksız vize uygulamasının giderilmesi amacıyla, Türkiye’nin vize uygulanan ülkeler arasında yer aldığı 539/2001 numaralı Tüzüğün Ek-1’inin iptali talebiyle AB Mahkemesi’ne dava açtığını belirten Sarıibrahimoğlu, AB Konsey ve Komisyonu aleyhine T-220/08 sayılı dosya numarasıyla açılmış olan davalar bulunduğunu da anımsattı. Mahkemenin, Türkiye’nin serbest dolaşım ile ilgili haklarını ortadan kaldıran Schengen Antlaşması’nın 2001 tarihinde çıktığını, Türk resmi makamlarının Haziran ayı sonuna kadar olan 2 aylık zamanaşımı süresi içinde söz konusu tüzüğe itiraz etmemeleri nedeniyle, söz konusu tüzüğün kesinleştiğini belirttiğine dikkat çekti. AB ilk derece mahkemesinin söz konusu kararının hukuken doğru bir karar olmadığını kaydeden Sarıibrahimoğlu, "Ankara Antlaşması’nın Roma Antlaşması’nın ayrılmaz bir parçası olduğu ve bu kapsamda AB Hukuku’nun en üstünde bulunan birincil kaynakları arasında yer aldığı hususu, ATAD kararları ile de sabittir. Bu kapsamda Tüzüklerin Ankara Antlaşmasına aykırı olması mümkün değildir" değerlendirmesinde bulundu. AB kapsamında çıkarılan Tüzüklerin AB’nin Türkiye ile imzalamış olduğu uluslararası anlaşmalara aykırı olamayacağına işaret eden Sarıibrahimoğlu, AB Komisyonu’nun AB’nin yürütme organı olduğunu, bu kapsamda her türlü uluslararası antlaşmanın AB hukukuna uygun olarak uygulanması gerektiğini ve bu çerçevede gerekli önlemlerin alınmasından da bizzat komisyonun sorumlu olduğunu belirtti. Sarıibrahimoğlu’nun başvurusu üzerine vize yasağı getiren Tüzüğün ilgili maddesinin iptal edilmesi durumunda Türk vatandaşlarına Avrupa Birliği’ne üye ülkeler de 3 ay boyunca vizesiz dolaşım serbestisi sağlanacak.

28 Ocak 2012 Cumartesi

Casus sperm

Amerikan Savunma Bakanlığı içinWorld Surveillance Group firması tarafından geliştirilen yeni nesil insansız gözlem aracı, şekli nedeniyle Pentagon yetkililerini utandırdı.



 'Argus 1' adını taşıyan sıcak hava balonu, şekli itibariyle savunma uzmanları tarafından 'uçan sperm' adıyla anılmaya başlandı. Firma yetkilileri ise, aracın tasarımının uçuşstabilitesini ve aerodinamik kontrolünü artırmak için özel olarak geliştirildiğini vurguluyor. Aracın, yakın gelecekte Amerikan ordusunun ücra bölgelerdeki 'yeni gözü' olacağı belirtiliyor.

Stratejik ihale Fransız firmasına

Fransa Senatosu'nun, inkâr yasasını kabul etmesinin ardından Türkiye'nin tavrı merak edilirken, en stratejik ihalelerden biri Fransız devlet şirketine verildi.



Süreç sessiz sedasız devam ederken, sözleşmenin önümüzdeki günlerde imzalanacağı öğrenildi. Fransız Ulusal Meclisi ile Cumhurbaşkanlığı'nın da ana hissedar olduğu Gemalto şirketinin e-pasaport çipleri için geliştirdiği sistemin güvenilir olmadığı, ABD'de yapılan uluslararası bir konferansta ispatlanmıştı.

Söz konusu ihaleyle ilgili süreç şöyle gelişti: Elektronik pasaport projesinin yürütülmesinde iki adım bulunuyor. Bunlardan ilki boş pasaport kitapçıklarının üretilmesi, diğeri bu kitapçıkların pasaport haline getirilmesi, kişi bilgilerinin ve fotoğraflarının girilmesi. Kitapçıkların üretilmesi aşaması, arka kapaklara çip (yonga) yerleştirilmesini de içerdiği için stratejik öneme sahip. Bu işlem, Darphane Genel Müdürlüğü tarafından ihale yoluyla yapılıyor. Üretimi, 2005 yılından bugüne kadar Malezya firması IRIS ile Türk ortağı Kunt sağlıyordu. 22 Aralık 2011 tarihinde yeni ihale açıldı. 12 Ocak 2012'de açıklanan sonuçlara göre, 5 teklif arasından Fransız Gemalto firması birinci oldu. İhale sonuçlarına itirazların ardından değişiklik olmazsa sözleşme imzalanacak. Firma, 5 milyon adet çipli kapak üretimi karşılığında yaklaşık 7,7 milyon Euro alacak.

Teknik şartnamede, önerilecek çipin dışarıdan müdahaleye karşı koruma sağlaması (hack edilememesi) isteniyor. Fakat Gemalto'nun önerdiği proje, bu şartı taşımıyor. İhaleyi kazanan firma, 'Infineon SLE 66 serisi' çip teklif etti. Bu çipin güvenlik zaafı olduğu 2010 yılında ortaya konuldu.
Zaman Gazetesi'nin haberine göre, çipin şifresinin kırıldığı açıklandı. İki ihaleden birincisi, kitapçıkların üretimi safhasıyla ilgili, diğeri ise pasaportların kişiselleştirilmesiyle. Satın alma işlemi ile yetkili olan Dışişleri Bakanlığı, sistemi herhangi bir ihale mevzuatına tabi olmadan doğrudan teklif yoluyla yine Fransız Gemalto firması ile ilişkili Türk şirketi Proline'a verdi. Proline, Gemalto'nun yazılımlarını kullanıyor. Gemalto, ilginç bağlantıları ile dikkat çeken bir şirket. Ana hissedarı Fond Strategique d'Investissement (FSI) isimli bir kamu kuruluşu. 160 milyon Euro'luk yüzde 8,4'lük 'bir numaralı' hissenin sahibi. FSI'nın hisselerinin yüzde 51'i, 'inkâr yasasını' onaylayan Fransız Ulusal Meclisi'nin kontrolü altındaki kamu bankası CDC'nin. Geriye kalan yüzde 49 ise direkt Fransa Cumhurbaşkanlığı'nın kontrolünde. Avrupa'nın değişik ülkelerinde halka açık işlem gören şirketin web sitesinde, bu bilgiler açık olarak yer alıyor. Aynı şekilde Gemalto firmasının 2010 yılı faaliyet kitapçığında da bu bilgileri doğrulayan veriler yer alıyor.

27 Ocak 2012 Cuma

Time'a kapak olan ilk futbolcu

Barcelona'nın Arjantinli yıldızı Lionel Messi, Time dergisine kapak olan ilk futbolcu unvanının da sahibi oldu.


Dünyaca ünlü dergiye röportaj veren Messi, birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Messi ,Barcelona’daki başarısından, Dünya Kupasına ve sürekli karşılaştırıldığı Cristiano Ronaldo’ya kadar birçok sorunun cevabını Times için verdi.
İşte o röportajdan bazı satırbaşları;
Her şeyi kazanmak için yola çıkıyorum
Hiçbir zaman geçmişe bakmıyorum. Futbolu bıraktığım zaman geçmişimi fazlasıyla düşünecek zamanım olacak. Her yeni sezon öncesi kendimi tüm kulvarlarda başarı için motive ediyorum.
Ronaldo Madrid’e çok şey kattı
Ronaldo bana göre harika bir insan ve çok iyi bir futbolcu. O’nun Real Madrid’e katkılarını kimse inkâr edemez. Ancak ben kendimi ne onunla ne de bir başkasıyla kıyaslamıyorum. Benim futbol felsefeme göre, önemli olan takımınızın başarılı olmasıdır. Diğer oyuncularla yarışmak değil.
Dünya Kupası büyük bir baskı
Barcelona’da maçlara nasıl konsantre oluyorsam, Arjantin milli takımında da aynı ciddiyetle maçlara hazırlanıyorum. Ancak iyi bir takım olmamıza rağmen, istenilen başarıyı yakalayamamak takım üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor.  Dünya Kupası kısa bir turnuva ve bu kısa sürede iyi bir takım olmanın yollarını bulmalıyız.
(Hürriyet)

Kendi 19 yüzü 37 yaşında olacak

Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Özlenen Özkan, 37 yaşındaki Ahmet Kaya’nın yüzünün nakledildiği Uğur Acar’ın 19 yaşına göre farklı bir cilt yapısı olacağını söyledi.

Dünyanın ilk rahim nakli ile Türkiye’nin ilk yüz naklini gerçekleştiren Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan ve eşi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Özlenen Özkan, Uğur Acar’ın sağlık durumunu AA’ya değerlendirdi.

Uşak’ta ailesi tarafından organları bağışlanan 37 yaşındaki Ahmet Kaya’nın yüzünün nakledildiği Uğur Acar’daki ödemin inmeye başladığını belirten Yrd. Doç. Dr. Özlenen Özkan, hastanın çay, çorba, süt ve meyve suyu içtiğini, yakında katı gıdalarla beslenmeye başlayabileceğini söyledi.

Uğur Acar’ın odasında televizyon izlediğini belirten Özkan, hastalarından kendisini görebileceği haber programlarından uzak durmasını istediklerini ifade etti. Özkan, "(Herşey yolunda, çok iyiyim) diyor. Ayağa bile kalkabilir ama biz izin vermiyoruz" dedi.

-İlk altı ay mimiği, sıcak-soğuk algısı ve kaşıntısı olmayacak- Uğur’un ’boğuk ama yanına yaklaşıldığında anlaşılacak’ şekilde konuştuğunu söyleyen Özkan, genç adamın bundan sonraki 6 ay da bu şekilde konuşacağını belirtti. Uğur Acar’ın ilk 6 ay hiçbir mimiği, soğuk-sıcak algısı ve kaşıntısı olmayacağını bildiren Özkan, 1 yıl sonra mimiklerin belirgin hale geleceğini söyledi.

Uğur Acar’ın vücudunun 10 günden sonra yeni yüzü reddetmeye çalışacağını ifade eden Özkan, ilaçlarla bunu baskılamaya çalıştıklarını vurguladı. Özellikle ilk yılın çok önemli olduğuna işaret eden Özkan, "Bu tehdit bir yıl boyunca devam edecek. Uğur’u bir yıl yakından takip edeceğiz. Çünkü bir yıl riskli. Dünyada reddedilmeyen yüz yok. Ama ilaçlarla bu durumla başa çıkılmış" dedi.

-’Uğur çok soğukkanlı’-


Uğur Acar’ın çok mantıklı bir insan olduğunu, nakil öncesi ve sonrasında çok soğukkanlı davrandığını belirten Özkan, kendisinin bile ameliyattan önce çok daha heyecan duyduğunu söyledi. Özkan, "40 günlükten itibaren yüzünün olmamasının verdiği rahatsızlıktan dolayı sanırım ameliyata çok hazırmış. Hala da çok rahat. O kadar rahat ki sanki başkası ameliyat olmuş gibi" diye konuştu.

Uğur’a ’çok iyi görünüyorsun’ dediğini anlatan Özkan, onun da ’sen daha iyi görünüyorsun’ diye espri yaptığını kaydetti.

-Yüzü daha yaşlı olacak-
AA muhabirinin, donörün yaşının 37 olmasının Uğur’un yüzünde nasıl bir fark yaratacağıyla ilgili sorusu üzerine Özkan, "Elbette 19 yaşına göre farklı bir cilt olacak. Biraz daha yaşlı olacak ama onu hep beraber göreceğiz zaten" dedi.

Yrd. Doç. Dr. Özkan, beklemedikleri kadar yaşlı olması durumunda, Uğur’a estetik operasyon uygulanabileceğini, ancak böyle bir duruma şimdilik ihtimal vermediklerini söyledi.

Dünya literatüründe yüz nakli için alıcı ve verici arasında istenen aralığın 15 yaş olduğuna dikkati çeken Özkan, Uğur’a bu kritere uygun nakil yapıldığını kaydetti.

Özkan, "Uğur’un yüzü kendisinden erken mi yaşlanacak" sorusunu ise, "19 yaşındaki gibi elbette ki olmayacak. Biraz daha önde gidecek gibi duruyor ama bunu hep beraber göreceğiz. Yüz nakli dünyada bile 5-6 yıllık bir ameliyat.

Çok yeni olduğu için elimizde veriler yok. O yüzden hep beraber göreceğiz" dedi.

Ameliyat sırasında kendisinin de çok heyecanlandığını vurgulayan Özkan, şunları söyledi: "Ben hiç öyle olacağını tahmin etmemiştim. Yüz nakli değilse de yüzde bir sürü ameliyat yaptık. Aramızda hep konuşuyoruz. Yüz nakliyle ilgili kongreleri, makaleleri takip ediyorsunuz, öncesini, sonrasını görüyorsunuz.

Fransa’da nakil yapılan hastaları gördük. Bir şeylerin değişeceğini biliyorsunuz ama bu kadar radikal değişeceğini bilmiyordum. Bu kadar donöre benzeyeceğini...

Çok ürperdik orada. O duyguyu anlatmak mümkün değil. Hem mutluluk hem şaşkınlık." -Haftaya tıraş olabilir- Prof. Dr. Ömer Özkan da, Uğur ile sürekli konuştuklarını ve hastanın sıvı gıdalarla beslendiğini ifade etti. Uğur’un sakallarının da çıkmaya başladığını vurgulayan Özkan, "Eski vericide nasılsa, alıcıda da o şekilde sakallar çıkacak.

1-2 hafta sonra tıraş etmek gerekir. Kendisi isteyecektir zaten. Sakalları uzuyor" dedi.

Yrd. Doç. Özlenen Özkan da, Uğur’un ilk tıraşının yüzünde herhangi bir çizik oluşmasına riskine karşın profesyonel biri tarafından yapılması gerektiğini söyledi.

-AA Antalya Bölge Müdürü ziyaret etti- Bu arada, Anadolu Ajansı Antalya Bölge Müdürü TuncerÇetinkaya da Özkan çiftini ziyaret ederek, başarılarından dolayı tebrik etti. Çetinkaya, çifte, AA foto muhabiri Okan Özer’in, kızları Zeynep Lara ile çektiği fotoğraflardan oluşan albüm hediye etti. Fotoğraflar nedeniyle teşekkür eden Prof. Dr. Özkan, "Bizim için en güzel hatıra bu oldu" dedi.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Güneydoğu zenginleşti, Doğu Karadeniz fakirleşti

Yoksulluk oranı, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 2010 yılı itibariyle yıllık bazda 2,2 puan azaldı ve yüzde 11,5 olarak belirlendi. Söz konusu dönemde Doğu Karadeniz Bölgesindeki yoksulların sayısı ise 61 bin kişi artarak, 336 bin kişiye yükseldi.


Yoksulluk oranı, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde azalırken, 2010 yılı itibariyle yıllık bazda 2,2 puan azaldı ve yüzde 11,5 olarak belirlendi.

AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) "Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması"ndan yaptığı değerlendirmeye göre, İstanbulbölgesinde; bu bölge için 2010 yılı itibariyle belirlenen eşdeğer hanehalkı geliri, yine o bölge için belirlenen medyan değerinin (gelirler küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortaya düşen değer) yüzde 50’sinin altında yıllık kazanca sahip kişi sayısı 1 milyon 454 bin kişi, bu kişilerin oranı ise yüzde 11,5 oldu. Bu rakamlar 2009 yılında sırasıyla 1 milyon 199 bin kişi ve yüzde 9,5 düzeyindeydi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise yine bu bölge için 2010 yılında belirlenen eşdeğer hanehalkı geliri, bölge için belirlenen medyan değerin yüzde 50’sinin altında yıllık kazanca sahip kişi sayısı 863 bin kişi oldu. Bu rakam 2009 yılında 999 bin kişi idi. Böylece Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki yoksulluk oranı 2009 yılında yüzde 13,7 iken 2010 yılına gelindiğinde yüzde 11,5’e geriledi.

Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki yoksulluk oranında kaydedilen bu azalış, büyük ölçüde bu bölgeye yapılan sosyal transferlerden kaynaklandı.

Bu facebook zenginler için!

ABD merkezli Tipco adlı yazılım şirketi dünyanın en zenginleri içinfacebook benzeri bir sosyalpaylaşım sitesi kurmaya hazırlanıyor.



Bu siteye üye olabilmek için dünyanın enzengin 200 kişisinden biri olmak gerekiyor.
Topcom adlı verilecek site e posta, Skype, twitter, facebook ve mesajlaşma benzeri hizmetleri de tek bir çatı altında toplayacak.Sosyal paylaşım ağının amacı ise dünyanın en güçlü isimlerinin birbirleriyle daha fazlailetişim halinde bulunmaları olacak. Site Davos Zirvesi’nde tanıtılacak.

24 Ocak 2012 Salı

Kayıp pilotun cesedi bulundu



İzmir’deki Çiğli İkinci Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan havalandıktan sonra Foça İlçesi açıklarında denize düşen T-37C tipi askeri eğitim uçağında şehit olan Teğmen Serkan Sağır’ın vücudunun büyük bölümüne ulaşıldığı öğrenildi. Vücuda ait parçalar, DNA testi yapılması için Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Geçen pazartesi günü, Çiğli İkinci Ana Jet Üs Komutanlığı’ndan eğitim amaçlı iki uçucu personelle birlikte havalanan T-37C tipi askeri eğitim uçağından saat 16.05 itibariyle haber alınamamıştı. Araştırmada, askeri eğitim uçağının, Foça ilçesi Arslanburnu mevkisi açıklarında, karaya yaklaşık beş mil uzaklıkta denize düştüğü ortaya çıkmıştı. Uçağın, 125 metre derinlikte olduğu saptandı. Türk Silahlı Kuvvetleri, personeli bulmak için her türlü teknolojiden yararlanırken, geçen cuma günü, Pakistanlı Binbaşı Masoud Hussain Chhachhar’ın cesedine ulaşıldı.
Chhachhar’ın cenazesi, dün, üsteki törenin ardından Pakistan’a gönderildi. Arama çalışmalarının 8'inci gününde Teğmen Sağır’ın vücudunun büyük bölümüne ulaşıldığı öğrenildi. Dünkü çalışmalar sırasında da şehit Teğmen Sağır’ın bazı uzuvları denizde bulunmuştu.
Vücuda ait parçaların, DNA testi yapılması için Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği kaydedildi.

Bugün güneş fırtınası var!

Dünya son 6 yılın en büyük güneşfırtınasının etkisi altına giriyor. Fırtınanın bugün dünyada etkisini göstermesi bekleniyor.




Güneş’te yaşanan çok güçlü bir patlamanın neden olduğu radyasyon fırtınasının, bugün Dünya’ya ulaşması bekleniyor.

NASA’nın SDO uydusu, dün TSİ 05.59’da, Güneş’te devasa bir mor ötesi parlaklık tespit etti. Spaceweather.com, yaşanan olayın 2005’ten bu yana rastlanan en büyük Güneş patlaması olduğunu açıkladı.

Saatte 8 milyon kilometre hıza ulaştığı belirtilen radyasyon fırtınası, milyonlarca ton parçacık içeriyor. Dünya’ya olan yaklaşık 150 milyon kilometrelik mesafeyi 34 saatte alması beklenen fırtına, TSİ 16.00 sularında Dünya’ya ulaşacak.

ABD Ulusal Meteoroloji Dairesi’nden Doug Biesecker, Güneş’te yaşanan patlamanın 2005’tekine oranla yüzde 10 daha kuvvetli oluğuna dikkat çekti.

Biesecker, Dünya’nın maruz kalacağı enerji bombardımanı nedeniyle GPS sistemlerinin etkilenebileceğini, enerji şebekelerin geçici olarak çökebileceğini ve Dünya’nın yörüngesindeki uydu ve donanımların hasar görebileceğini ifade etti. Ayrıca, uzay yürüyüşü yapan astronotların ciddi oranda radyasyona maruz kalmaları riski bulunuyor.

20 Ocak 2012 Cuma

Din hanesi kimlik kartından kalkacak

Türkiye’nin AİHM’de mahkûm olmasına yol açan din hanesinin yeni kimlik kartlarına konulmayabileceği yorumu yapıldı.

Din hanesi kimlik kartından kalkacak


19 Ocak 2012 Perşembe

SOPA nedir?

ABD kamuoyunda tartışılan SOPA kavramı uluslararası bir tepki doğurmaya başladı. Peki nedir bu SOPA ve neler getiriyor? SOPA nedir merak ediyorsaniz detayları için araştırdık.


İnternette korsan içerikle mücadale etmek için çıkarılmak istenen ve kısa adı SOPA olan (Stop Online Piracy Act - Online Korsanlığı Durdur) yasa taslağı ile içerik sağlayıcılara yasadışı materyallerin bulunduğu sitelere erişim yasağı getirme yetkisi veriliyor. ABD'de görüşülen tasarı kanunlaşırsa internete dünya çapında ciddi bir sansürün geleceği iddia ediliyor.
Bir dönem ülkemizde de yaşanan bu durumun benzeri ABD'deki tasarı yasalaşırsa aynen yaşanabilecek. Üstelik kanun sadece ABD'deki değil ülke dışındaki sitelere de müdahale etme imkanı veriyor.
Film ve müzik sektörü tarafından desteklenen yasa aralarında GoogleFacebookYahoo,Wikipedia, PayPal, Linkedin, Mozilla, eBay ve AOL gibi şirketler tarafından 'sansür getireceği' endişesiyle eleştirilmişti.
Ancak ABD'de bu yasa tasarısını destekleyenler de var. Örneğin Go Daddy isimli domain şirketi SOPA'yı desteklediğini açıklamıştı. Bu açıklama sonrasında internet kullanıcıları şirkete tepki göstermiş ve 100 bine yakın domain başka firmalara transfer edilmişti.
SOPA NEDİR?
Kanunun yasalaşması halinde neyin legal neyin illegal kabul edileceği konusunda ciddi endişeler var. Buna göre YouTube'da paylaşılan bir video bile yasadışı kabul edilebilecek. Kullanıcıların itiraz ettiği nokta ise bu kanunun istismar edilebileceği ve isteyenin istediği siteyi kapattırabileceği endişesi.
Öte yandan SOPA'ya tepki gösteren Wikipedia bugün İngilizce sayfalarını erişime kapatacak. İnternette birçok blog da benzer tepkiler vererek sitesini bir günlüğüne erişime kapatıyor.Türkiye'de tasarıya karşı çıkanların kurduğu http://internettutulmasi.com/ sitesi de benzer protestolar yapmaya hazırlanıyor.

Ünlü oyuncu hayatını kaybetti

Tiyatro ve dizi oyuncusu Evin Esen (63), kalp rahatsızlığı nedeniyle kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.




Çok sayıda oyun ve diziyle seyirci karşısına çıkan, son olarak Akasya Durağı’nda oynayan, Sinan karakterinin kayınvalidesi Şaziment’i canlandıran Evin Esen, dün akşam saatlerinde rahatsızlanınca komşuları tarafından Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Esen, buradaki ilk müdahalesinin ardından, iddiaya göre yoğun bakımda yer olmadığı için başka hastaneye sevk edildi. Esen, ambulansla Pendik Kaynarca Özel Medicine Hospital’a götürüldü. Hastaneye geldiğinde yaşam fonksiyonları durduğu belirlenen sanatçıyı, hayata döndürmek için yaklaşık 45 dakika müdahale edildi, ancak başarılı olunamadı. Şeker hastası olan Esen’in, beyine giden damarlarda meydana gelen tıkanıklık sonucu rahatsızlandığı ve geçirdiği kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği belirtildi.

Bir süre önce eşinden boşandığı ve tek başına yaşadığı söylenen Esen’in cenazesinin, yarın ikindi namasına müteakip Şakirin camiinden kaldırılacağı ve Karacaahmet mezarlığına defnedileceği öğrenildi.